Bitki Bazlı Diyetler Sağlıklı Mı?

Bitki Bazlı Diyetlerin Alternatifleri

Bitki bazlı et alternatifleri endüstrisinin önümüzdeki birkaç yıl içinde büyük bir büyüme göstermesi bekleniyor. Ancak bu gıda ürünleri hakkında hala bilmediğimiz çok şey vardır. Bunların bazılarının düşündüğümüz kadar sağlıklı olup olmadıkları belli değildir.

Bu ürünler öncelikle bitkilerden yapıldığını işlenmiş gıda ürünlerinden o kadar da farklı değiller. Genellikle protein izolatları, emülgatörler, bağlayıcılar ve diğer katkı maddeleri dahil olmak üzere birçok endüstriyel işleme yöntemleri kullanılarak yapılırlar, bu nedenle ultra işlenmiş bir gıda ürünü olarak kabul edilebilirler. Çok sayıda aşırı işlenmiş gıdaları obezite, tip 2 diyabet, kanser ve diğer kronik hastalıklarla ilişkilendiriyor. Bunun nedeni zayıf besin içeriği, sentetik katkı maddeleri ve tokluk hissi vermek için önemli olan lif eksikliğidir. Bu tür yiyecekler ayrıca, kolayca bulunabilmeleri, aşırı yenmeleri, besin maddelerinden yoksun olmaları kötü beslenmenin dünyanın kronik hastalıklardan ölümlerin en büyük nedeni haline gelmesinin bir nedenidir.

Bitki bazlı diğer et alternatiflerinin bu yeni ultra işlenmiş gıdaların da benzer sağlık maliyetlerine sahip olup olmadığını görmek için henüz zaman olmadığı anlamına geliyor. Ancak bazı ürünlerin içerdiği bileşenler endişe nedenidir.

Bu yazı ilginizi çekebilir.

Alman Sigorta Sisteminin İşleyişi

Soya proteini konsantresi, birçok bitki bazlı et alternatifinde ana protein kaynağıdır. Ancak soya proteini konsantresi, pastırma ürünlerindeki seviyelerle karşılaştırılabilir olduğu bildirilen bir nitrit seviyesi içerir. Pastırma ve diğer işlenmiş etlerdeki nitrit seviyelerinin, bu ürünleri yemenin kolorektal kanser riskinin artmasına neden olduğu düşünülmektedir. Yüksek diyet nitritleri ayrıca böbrek hastalığı, tip 2 diyabet ve kronik dahil olmak üzere diğer kronik hastalıkların artan riski ile ilişkilidir.

İşlenmiş ete renk ve tat katan heme, bir katkı maddesidir. Et ürünlerinde heme’nin nitritlerle reaksiyona girdiği reaktif bir molekül oluşturarak onları daha da zararlı hale getirdiği gösterilmiştir. Bitkisel bazlı ürünlerde de benzer bir etkinin olup olmayacağı belirsiz, ancak heme ve nitritlerin birlikte bulunması endişe kaynağıdır. Birçok bitki bazlı burgerler, et benzeri bir doku kazandırmak için stabilizatör ve emülgatör metilselüloza sahiptir. Metilselülozun farelerde bağırsak mikrobiyomunu değiştirdiği ve inflamasyonu arttırdığı gösterilmiştir ve bu değişiklikler kolon kanseri riskini artırabilir, ancak insan çalışmaları hala eksiktir.

Şu anda, bitki bazlı hamburger yemek ile kolorektal kanser veya diğer kronik hastalıklar arasında bir bağlantı olduğuna dair insan çalışmalarından hiçbir kanıt yok. Ancak şimdiye kadar yapılan tek güvenlik testi, heme’nin yeni formu içindi. Ve bu heme ürünü, nitritler ve diğer katkı maddelerinden oluşan kokteylin etkileşime girip insanlarda kanser riskini artırıp artırmayacağının bilinmediği gerçek yaşam koşullarında değil, yalnızca deneysel sistemlerde saf bir bileşik olarak test edilmiştir.

Ancak, bu aşırı işlenmiş bitki bazlı et alternatiflerini yeme konusunda endişeleriniz varsa, yapabileceğiniz birçok başka şey var. Tabii ki piyasadaki tüm bitki bazlı et alternatifleri sizin için mutlaka kötü değildir. Önce içerik listesini kontrol etmeye ve çok fazla aşırı işlenmiş gıda yemenin risklerini bilmeye değer olabilir.