Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Bu Oyma Taş Hangi Sırları Saklıyor?
1800 Yıllık Bu Oyma Taş Amerika Kültürünü Aydınlatıyor.
Oymaları şamanik bir kuş gagası olan sağlam bir insan figürünü betimleyen bir jadeit parçası. Kenarlarında bir dizi hiyeroglif vardı. İlk başta, arkeologlar heykelciğin işaretlerinin Maya olduğunu düşündüler; güney Meksika, Maya lehçelerinin bugün hala konuşulduğu Maya uygarlığının kalbinde yer almaktadır. Ancak bir gözlemci emin olamamıştı.
Charles Pickering Bowditch Harvard’ın Peabody Müzesi’nde fakültede görev yapan Bostonlu bir işadamı, hayırsever ve Mesoamerica bilgini hiyeroglifleri, o sırada mevcut olan tüm Maya karakterlerini bir araya getirdiği bir kart kataloğuyla karşılaştırdı. Bowditch, heykelciğin bilinmeyen bir yerli dili taşıdığını iddia etti.
1960’larda bilim adamları, Maya uygarlığının yaklaşık 1000 yıl öncesine dayanan, bilinen en eski Mezoamerikan uygarlığı olan Olmec halkının geç bir dili olan “epi-Olmec” olduğunu varsaydılar. Bu hipotez hala tartışma konusudur. 1993 yılında, her ikisi de dilbilimci olan John Justeson ve Terrence Kaufman, gizeme olası bir çözüm önerdiler.
Bowditch’in zamanından beri ortaya çıkarılan aynı yazıya sahip bir avuç nesnenin yardımıyla, bir çeviri ortaya koydular. Epi-Olmec’in ilk modern okuması dediler. Ayrıca, Justeson ve Kaufman’ın glifleri tercümesi, heykelciğin yaşını ortaya koyuyor gibiydi. Kimyasal tarihleme yardımcı olmadı; nesnenin alt tabakasını örneklemek, oymaların değil, sadece taşın yaşını verecektir. İki bilgin, yazının bütünüyle, epi-Olmec’te bir yıl verdiğini, özellikle de MS 162’yi epi-Olmec toplumunun orta dönemine tarihlediğini savundu.
Hayatta kalan epi-Olmec örnekleri son derece nadirdir; sadece 12 bilinen nesne kendi yazısını taşır. Bu kanıt eksikliği göz önüne alındığında, bazı akademisyenler Justeson ve Kaufman’ın daha fazla eser gün ışığına çıkana kadar dili tercüme ettiklerini iddia edemeyeceklerini savunuyorlar; hatta bazıları senaryoyu de Justeson ve Kaufman’ın çevirisi, bilim adamlarının okunaklı epi-Olmec taşıyan diğer bilinen nesneleri deşifre etmesine yardımcı oldu.
2019’da Kaufman ve Justeson, çevirilerinde Venüs’ün geçişini anlatan bir eser üzerine yazılmış bir şiirin geçmiş astronomik olaylara karşılık geldiğini ikna edici bir şekilde savundular. Büyüleyici bir şekilde, onların okumaları, güney Meksika’nın Mixe ve Zoquean halklarının günümüz dilleriyle güçlü benzerlikler gösteriyor. Eğer çeviri doğruysa, epi-Olmec’lerin bir tür Zoquean konuştuğunu gösterir, Mixe-Zoquean ailesinin bir kolu. Ayrıca, epi-Olmec dilinin soyundan gelen birinin bugün hala konuşulduğunu öne sürüyor. Buna göre, Tuxtla Heykelciği, daha önce anlaşılmaz bir antik dili aydınlatmaya yardımcı olmak ve modern yerli kültürleri bir zamanlar kaybolduğu düşünülen bir dilsel geçmişe bağlamak için çok önemliydi.
Epi-Olmec’in modern dillerde hayatta kalacağı mantıklı. Emerita Smithsonian antropolog Jane Walsh, Olmeclerin birçok kişi tarafından Güney Meksika’dan Kosta Rika’ya kadar görüldüğünü belirtiyor. Olmecler, mısırı kireç suyuyla ilk karıştıranlar arasındaydı; bu, tortilla yapma süreci olan Nixtamalization’da kritik bir adımdı.
Meksika hükümeti, sınırları içinde milyonlarca insan tarafından konuşulan 68 yerli dili resmen tanıyor. Yine de yüzyıllarca süren kolonizasyon ve İspanyolca konuşan hakimiyetinden sonra, Mixe ve Zoquean da dahil olmak üzere bu dillerin çoğu kritik bir şekilde tehlikede.
Meksika’dan yerli bir Ayuujk yazarı ve dilbilimci olan ve yerli bir Mixe konuşmacısı olan Yásnaya Elena Aguilar Gil, yerli Meksika şekilde canlı tutma çabaları hakkında dokunaklı bir şekilde yazmıştır. Bugün, Justeson ve Kaufman’ın anlatımında, Tuxtla Heykelciği bu mücadelede bir kilit taşıdır. Bu eser, İspanyolca, İtalyanca ve Fransızca gibi Latince kökenli modern dillerin tarihini inceleyen herkes için paha biçilemez hale gelecekti. Tuxtla Heykeli, fetih ve asimilasyona dayanan sofistike bir kültürün kalıntısıdır.
Yorum Yaz