Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Kim Kazandı Afganistan Mı? Taliban Mı?
Afganistanda Taliban Savaşı Nasıl Kazandı?
Afganistan, yaygın olarak “başarısız devlet” ve “imparatorluk mezarlığı” olarak tanınır. Bununla birlikte, kabul edilmeyen şey, aynı zamanda kendi halkı için bir mezarlık olduğu ve rekor sayıların hem komşu ülkelere hem de daha uzak bölgelere olan kargaşasından kaçmış olmasıdır. Bu nedenle, Alex Marshall ve Tim Bird, bugün Afganistan’ın tüm trajedisi olan bahseden güvenilir bir iş çıkardılar.
Afganistan’a yapılan saldırının 2001’de ilan ettiği “teröre karşı savaşa” neden olan sebeplerle hemfikirsek, Batı’nın hedeflerine ulaşmakta başarısız olduğu konusunda hemfikir değiliz. Bunun nedenleri, bu kitabın, örneğin Peter Marsden’ın Afganistan’daki kitabının aksine, ülkenin travalarını orada bulunan kalkınma çabaları perspektifinden izleyen noglar üzerine odaklanmasına odaklanıyor.
Bu başarısızlığın hedeflere ulaşmamasının en somut nedeni, bence oldukça keskin bir şekilde, onu ortadan kaldırmak için gönderilen kuvvetlerle bir kedi ve fare oyunu oynayan Taliban’ı askeri olarak ortadan kaldırmakta bir başarısızlık olduğudur. Bunun dışında ‘terör savaşı’ denilen ortaklar zorunluluklara sahipti ve her türlü savaş çabası için tasarlanmadı.
Pakistan gibi yakın komşu ülkelerin desteği en iyi ihtimalle şüpheli olmuştur. Söz konusu Afganistan’da barışın barışı ilgilendirdiği iddialarına rağmen, Pakistan son zamanlarda bir Afgan görevlisinin belirttiği gibi o ülkede ilan edilmemiş on dört yıllık bir savaşı sürdürüyor. Bunun için uygun bir yol, Pathanilerin sınırın her iki tarafındaki birleşik bir vatan üzerindeki tarihi iddialarını içeren ‘Pakistan sorunu’ oldu. tartışmasız Ortadoğu’daki Kürt özlemlerine benziyor. Amerikan liderliği altındaki Afganistan’a Batı’da katılım, yalnızca yerel caydırıcılarına uzlaşma puanlarından hizmet etti ve böylece mağduriyet ve bitmeyen satıcı kültürünü destekledi. Böylece, 1979’da Sovyet’in işgali ile başlayan ve kurulan otoriteye karşı doğuştan gelen bir isyanı teşvik eden bir ortam sürdürüldü. PDPA’nın Peter Marsden’ın gözlemlediği gibi yöntemlerinde acımasız olabileceği doğru, ancak Afganistan’ın herhangi bir şekilde yönetilip devlet olarak tanımlanmasına neden olan yaygın bir yolsuzluk kültürü olduğu tespit edildi.
Orada, Batı sponsorluğu altında veya Pakistan sponsorluğunda Taliban’ın şu andaki dağıtımı olsun, yabancı sponsorluk olmadan tek bir gün hayatta kalabilecek uygun bir devlet yapısının bulunmadığına inanıyorum; hepsi başkalarının şarkılarıyla dans eden ya da en azından onların nasıl algılandığıdır ve siyasette bildiğimiz gibi, hikayenin dörtte üçü algı hakkındadır. Bu nedenle Afganların en çok bilinen ‘bağımsızlığı’ bir efsanedir. ‘devlet’ olarak çağdaş bir perspektiften var olduğu ölçüde tamamen işleyişi için yabancı sponsorluğa bağlıdır. Elektrik gibi temel hizmetlerin verilmesi bile dış yardıma bağlıdır. Örneğin 2008/09 itibariyle, Afganistan, komşularının elektrik şebekeleri üzerinden elektrik alıyordu, Ülkenin İran’dan Herat ve batı kesimleri ile Pakistan’a komşu olan doğu bölgeleri o ülkeden daha küçük ölçekli elektrik alıyordu. Buradaki gelişimsel çabanın geri kalanı aynı zamanda sivil toplum kuruluşları tarafından da yürütülüyordu. Ülkedeki tehlikeli güvenlik senaryosunu göz önünde bulundurarak durumun büyük ölçüde değişmediği ve ülkenin şu anda teröristlerle yıkadığına inanıldığı ölçüde bir şey kötüye gittiği takdirde, Batı’nın Batı’da Afganistan.
Afganistan’daki askeri müdahalelerle ilgili olan, yabancı güçlerin tutarlı bir çıkış politikasına sahip olmadıkları ve dolayısıyla yüksek bir bedel ödedikleridir. Bunu yapmak bu ülkede sadece karanlıkta far kullanmadan araba kullanmak gibi felaketlere yol açabilir. Bugün Afganistan’daki bütün senaryolarda bana, “Çıkış yapabileceğiniz ama asla çıkamayacağınız bir etkisi olan” Hotel California “şarkısının sözlerini hatırlatıyor.
Bugün Afganistan, büyük bir güç rekabeti odağı haline geldi. Afganistan’ın geleceği için insanlar kendilerini bu dokunaçlardan kurtarmayı öğrenmeliler. Sadece Afgan durumunun istikrara kavuşmasına giden yol var. Afganistan’ın geleceği, yalnızca sorunlu sularda balık avlayan dış güçler tarafından değil Afganlar tarafından belirlenmelidir.
Yorum Yaz