Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Malazgirt Meydan Muharebesi Ve Öncesi
Malazgirt Meydan Savaşı Ve Sonuçları
Türk milleti de tarihte birçok başarıya imza atmış ve zorlu mücadelelerle Anadolu’yu kendine yurt edinmeyi başarmıştır. Bu çetin geçen savaşlarda binlerce kişi canını vermiştir. Anadolu kılıç hakkıyla ve verilen binlerce canla yurdumuz olmuştur. Anadolu’nun kapılarını bize açan ve yurdumuzun kilit taşını oluşturan en önemli savaşlardan biri de Malazgirt Meydan Muharebesi’dir.
Anadolu’da Malazgirt Savaşı öncesinde durum oldukça karışıktı. Bizanslılar mezhep olarak farklı olan Hristiyanları Ortodoks mezhebine katmak amacıyla Hristiyan halk üzerine ordu sevk etmişti. Bu sayede Bizans ve yerli halktan Hristiyanlık dinine mensup olanlar arasında bir düşmanlık baş göstermiştir. Bu karışıklığın farkında olan Büyük Selçuklu Sultanı Alp Arslan, dostu olan beylere Anadolu’ya göç etmeleri için izin vermiştir. Türkler bu karışıklıktan istifade edip Anadolu’daki şehirlere ve tarım arazilerine yerleşmişlerdir. Türklerin bu akınları düzenlemesi esnasında yerel halk da onlara destek çıkmıştır.
Akınlar düzenleyerek şehir ve tarım arazilerine yerleşen Türklerin varlığından rahatsız Romen Diyojen, 1068 yılında Türklere karşı bir sefer düzenlemiştir. Sefer sonrasında Koçhisar şehrini geri almış olsa da Türklere büyük bir zarar verememiştir. Bu sefer sonrasında güç toplayan Türkler, Sultan Alp Arslan komutasında Malazgirt ve Erciş Kalelerini ele geçirmişlerdir. Bunun üzerine aradaki ipler iyice gerilmiş ve büyük savaşa hazırlık başlamıştır.
Diyojen, Büyük Selçuklu’nun konumunu hesaba katarak Sultan Alp Arslan’ın kendisine uzak olduğu düşüncesiyle ordusunu Van Gölü yakınlarına mevzilendirmiştir. Civar bölgedeki kale komutanlarına haber yollayıp kaleleri geri istese de bu isteği reddedilmiştir. Bu hareketlilikten haberi olan Büyük Selçuklu Sultanı Alp Arslan, Diyojen’in bu kadar yakına gelmesiyle asıl hedefinin İsfahan olduğunu anlayınca askerlerini toplamıştır. Anadolu ‘ya yerleştirmiş olduğu Türk Beyleriyle görüşmeler düzenleyen Sultan Alp Arslan savaş hazırlığında olduğunu ve Bizans’a karşı birleşmeleri gerektiği haberini vermiştir.
Bu yazıyı okuyabilirsiniz.
Bu haber üzerine beyler Sultan Alp Arslan’a destek çıkmışlardır. Hilal taktiğini kullanmak üzere Sultan Alp Arslan ve ordusu Malazgirt’e doğru yola çıkmıştır. Malazgirt’te büyük bir karşılaşma gerçekleşmiştir. Bizans ordusu, Selçuklu ordusuna nazaran çok daha kalabalıktır. Bunun sebebi ise Bizans’ın para ödeyerek asker satın almasıdır. Savaş başladığında Selçuklu ordusu öndeyken, Peçenek ve Kuman Türkleri savaştıkları ordunun da Türklerden oluştuğunu öğrenince bunu Oğuz Töresine ters bulmuşlardır. Bu düşünceyle taraf değiştirmişlerdir ve savaşta Selçuklu ordusunu desteklemişlerdir. Selçukluların önde oluşunun üzerine Peçenek ve Kuman Türklerinin desteği de eklenince savaşı Büyük Selçuklu Devleti kazanmıştır.
Bizans’ı büyük bir bozguna uğratmıştır. Bu sırada Romen Diyojen esir düşmüştür. Sultan Alp Arslan, çadırına getirilen Diyojen’e şu soruyu yöneltir: ‘Eğer ben senin önüne esir olarak getirilseydim bana ne yapardın?’. Bu soru üzerine Diyojen: ‘sokaklarında gezdirtirdim.’der. Sultan Alp Arslan: ‘Öyleyse benim verecek olduğum ceza daha ağır olacaktır. Seni affediyorum ve serbest bırakıyorum.’ demiştir.
Sultan Alp Arslan, Diyojen’e esareti boyunca iyi muamele göstermiştir, aynı sofrada yemek yemişlerdir. Sultan Alp Arslan, Diyojen’e barış teklifinde de bulunmuştur. Bu antlaşma Anadolu’daki Türk varlığını sağlamlaştıracaktır. Diyojen’in esareti ve diyeti olarak da 1.5 milyon altın istendiği haberi Konstantinopolis’e verilmiştir. Bizans ise bu miktarı çok bulmuştur. Bunun üzerine Sultan Alparslan her yıl düzenli olarak ödenmesi şartıyla 360.000 altın istemiştir. Şartların kabul edilmesiyle Romen Diyojen hediyeler verilerek serbest bırakılmıştır.
Yorum Yaz