ORDULAR NASIL KARŞI KARŞIYA GELDİ

Sıradaki içerik:

ORDULAR NASIL KARŞI KARŞIYA GELDİ

ORDULAR NASIL KARŞI KARŞIYA GELDİ

avatar

nasilbe

  • e 0

    Mutlu

  • e 0

    Eğlenmiş

  • e 0

    Şaşırmış

  • e 0

    Kızgın

  • e 0

    Üzgün

Malazgirt Savaşı azların çokları yendiği savaşlardan biridir. Bizanslılar ve Türkler arasındaki en zorlu mücadelelerdendir. Bu mücadelenin temeliyse Türklerin Anadolu’ya akınlar düzenlemesidir. Romen Diyojen, Türklere karşı sefer düzenlemişse de bu sefer Türkleri pek de zarara uğratmamıştır.
Rate this post

MALAZGİRT SAVAŞINDA KARŞILAŞMA NASIL GERÇEKLEŞTİ?

Malazgirt Muharebesi 26 Ağustos 1071’de Büyük Selçuklu Hükümdarı Alparslan ile Bizans İmparatoru Roma Diogenes arasında yapılan muharebedir. Alp Arslan’ın zaferiyle sonuçlanan Malazgirt Muharebesi, “Türklere Anadolu kapılarında kesin bir zafer kazandıran son muharebe” olarak bilinir.

1060’lı yıllarda Büyük Selçuklu Sultanı Alp Arslan, Türk dostlarının günümüz Ermenistan toprakları çevresinden Anadolu’ya doğru göç etmesine izin vermiş ve Türkler burada şehirlere ve tarım alanlarına yerleşmişlerdir. 1068’de Rumen Diogenes, Türklere karşı bir sefer düzenledi, ancak Koçhisar şehrini geri almasına rağmen Türk atlılarına ulaşamadı. 1070 yılında Türkler (Alpaslan komutasındaki) Malazgirt (Bizans dilinde Malazgirt) ve bugün Muş’un Malazgirt ilçesine bağlı Erciş kalelerini ele geçirdiler. 

Daha sonra Türk ordusu Diyarbakır’ı alarak Urfa’yı Bizans egemenliğine aldı. Ancak yapamadı. Türk Beylerinden Afşin Bey güçlerini birleştirerek Halep’i aldı. Alp Arslan Halep’te kaldığı süre içinde bazı Türk süvari birliklerinin ve Akıncı Bey’in Bizans şehirlerine akınlar düzenlemesine izin verdi. Bu arada Türk akınlarından ve son Türk ordusundan çok rahatsız olan Bizanslılar, ünlü komutan Roman Diogenes tahta çıktı. Rumen Diogenes de büyük bir ordu kurdu ve 13 Mart 1071’de İstanbul’dan ayrıldı. Bu ordunun büyüklüğünün 200.000 olduğu tahmin ediliyor. 12. yüzyılda yaşamış Ermeni tarihçi Edessalı Matta, Bizans ordusunun sayısını 1 milyon olarak verir.

Bizans ordusu Slav, Got, Alman, Frank, Gürcü, Uz, Peçenek ve Kıpçak askerlerinin yanı sıra düzenli Yunan ve Ermeni birliklerinden oluşuyordu. Ordu önce Sivas’ta istirahat etti. Burada halkı coşkuyla karşılayan imparator, halkın dertlerini dinledi. Halkın Ermeni azgınlığı ve barbarlığından şikayet etmesi üzerine şehrin Ermeni mahallelerini yıktı. Birçok Ermeni’yi öldürdü ve liderlerini sürgüne gönderdi. Haziran 1071’de Erzurum’a geldi. Orada, Diogenes’in bazı generalleri, Selçuklu bölgesine doğru ilerlemeye devam etmeyi ve Alp Arslan’ı gafil avlamayı teklif etti. Nikiphoros Bryennios da dahil olmak üzere diğer bazı generaller de yerinde beklemeyi ve konumlarını güçlendirmeyi teklif etti. Sonuç olarak, ilerlemeye devam etme kararı alındı.

Alp Arslan’ın çok uzakta olduğunu veya hiç gelmediğini düşünen Diogenes, Malazgirt’i ve hatta Malazgirt yakınlarındaki Ahlat kalesini bir an önce geri alabileceğini umarak Van Gölü’ne doğru ilerledi. Bu arada Halep’teki hükümdara elçiler göndererek kaleleri geri istedi. Halep’teki elçileri karşılayan hükümdar, teklifi reddetti. Mısır seferinden vazgeçerek 20.000-30.000 kişilik bir orduyla Malazgirt’e doğru yola çıktı. Casuslarının verdiği bilgilerle Bizans ordusunun büyüklüğünü bilen Alp Arslan, Bizans İmparatorunun asıl amacının İsfahan’a (bugünkü İran) girerek Büyük Selçuklu Devletini yıkmak olduğunu sezdi.

Ordusundaki eski askerlerin yolda kalmasına neden olan zorunlu yürüyüşüyle ​​Erzen ve Bitlis yolundan Malazgirt’e ulaşan Alp Arslan, komutanlarıyla savaş taktiklerini görüşmek üzere Savaş Meclisi’ni topladı. Savaş planını Roman Diogenes hazırlamıştı. İlk saldırı Türklerden gelecekti ve bu saldırıyı bozarlarsa karşı saldırıya geçeceklerdi. Alp Arslan ise “Hilal Taktiği” konusunda komutanlarıyla anlaştı.

11. yüzyılın can alıcı savaşında, Yunan liderliğindeki Bizans ve Türk liderliğindeki Selçuklu iki farklı güç, Ortadoğu ve Anadolu topraklarının kaderini belirlemek için karşı karşıya geldi. 26 Ağustos 1071’de, yaklaşık bin yıl önce, Müslüman bir padişah yunan liderliğindeki Hıristiyan imparatorluğunun imparatoru ve büyük bir güç olan Romanos IV Diogenes liderliğindeki büyük bir Bizans ordusunu yendi.

Savaş, dünya tarihini önemli ölçüde değiştirdi ve sözde Hıristiyan Batı ile Müslüman Doğu arasındaki tarihi çatışmayı tırmandırdı. Alp Arslan’ın yenilgisinin ardından Avrupalı ​​Hristiyan devletler, Ortadoğu’daki Müslüman topraklarına saldırmak için bir ittifak kurarak 1095’te feci Haçlı Seferleri’ni başlattılar. Haçlı Seferleri yaklaşık iki yüzyıl boyunca Ortadoğu’yu harap ederek devam etti.

Bugünkü Türkiye’nin doğusundaki bir kasaba olan Malazgirt Savaşı ile Türkler, İslam ve Türk kültürünün etkisinin kademeli olarak art arda Türk beylikleri altında büyüdüğü Anadolu’nun o zamanlar Hıristiyan çoğunlukta olan topraklarına önemli erişim sağladılar. Büyük Selçuklular toprak kazanmaya devam etti ve Doğu Roma İmparatorluğu’nun ve Avrupa manzarasının başkenti olan İstanbul’a (eski Konstantinopolis) doğru yürümeye devam etti.

Bu beyliklerden biri olan Osmanlılar, 13. yüzyılda yarımadanın Selçuklu hükümdarları tarafından Batı Anadolu’ya yerleştirildi ve daha sonra Balkanlar’ı ve Orta Doğu’nun çoğunu fethederek hem Akdeniz’de hem de siyasi ve askeri bir hakimiyet kuracaktı.

            Savaşın tohumları bu şekilde atılmaya başlandı. 26 Ağustos 1071’de büyük bir ovada karşılaşma gerçekleşmiştir. Bu karşılaşmada ordular arasında büyük farklılık mevcuttu. Sultan Alp Arslan ve ordusu bu savaşı kazanarak Anadolu’nun kapılarını Türklere açmış oldu.

            Türkler’in Anadolu’ya akınlar düzenlemesiyle Anadolu’yu yurt edinme girişimleri de başlamıştı. Romen Diyojen, bu yurt edinme çabalarını duyunca Türklere karşı sefer düzenledi. Bu sefer Türklere büyük zarar vermese de sefer sonucunda Koçhisar şehrini Bizanslılar geri aldı. Türkler de buna karşılık Muş’taki bazı kaleleri ele geçirmişlerdi. Bu hareketlenmeler savaşa zemin hazırlamıştı. Diyojen, 1071 Mart’ında 200.000 kişilik kendi askerlerinden oluşan bir ordu oluşturmuştu. Bizans ordusu düzenli Rum ve Ermeni birlikleri dışında Slav, Got, Alman, Frank, Gürcü, Uz, Peçenek Türkleri ve Kuman Türklerinden asker satın almıştı. Bu askerlerle ordu birleşince 1.000.000 kişilik bir ordu oluştuğu kaynaklarda belirtilmiştir.

Bu Yazı İlginizi Çekebilir

İki Kara Deliğinin Gösterişli Dansı

Diyojen hazırlıklarını tamamladıktan sonra Van Gölü civarına doğru yola çıktı. İlk olarak Sivas civarında dinlenildi ve Diyojen halkın derdini dinledi. Halk orduyu büyük bir coşkuyla karşıladı. Halk, Ermenilerin taşkınlık ve barbarlıklarından yakındı. Bu şikayetler sonucunda imparator emriyle askerler Ermeni mahallelerini yağmaladılar ayrıca pek çok Ermeni’yi katlettiler ve başlarını sürgün ettiler. 1071 Haziran’ı takvimlerde görüldüğü vakit Bizans ordusu Erzurum’a vardı. Diyojen’in komutanlarından bazıları Selçuklulara daha da yakınlaşmayı ve Alp Arslan’ı hazırlıksız yakalamayı teklif ederken, bazı komutanlarsa bekleyip güçlenmeyi teklif etmişti. Sonuç olarak yapılan oylamada ilerleme kararı alınmıştı.

Bu yakınlıktan haberi olan Sultan Alp Arslan, Diyojen’in asıl hedefinin Selçuklu’nun başkenti İsfahan olduğunu anladı. (İsfahan günümüzde İran sınırları içerisinde yer almaktadır.) Veziri Nizamülmülk’ü Temriz ve Hemedan’a yollayarak derhal orduyu bir araya getirmesini istedi. Bu sırada Diyojen Sultan Alp Arslan’ın çok uzakta olduğunu düşünürken; Sultan Alp Arslan, Anadolu’ya akınlar düzenleyen beylerle istişare etti.

Bu istişare sonucunda beyler, Alp Arslan’a savaşta destek olacaklarını beyan ettiler. Alp Arslan’ın ordusu ve beylerin de askerleri bir araya gelince 120.000 kişilik bir ordu oluştu. Ordusunu hazır eden Alp Arslan yapılan istişarelerde savaşta ‘turan (hilal) taktiğini’ kullanacaklarını detaylıca anlattı. Selçuklu ordusu da Malazgirt’e doğru yola çıktı, tarihi kaynaklar Sultan Alp Arslan ve ordusunun Hoy’dan Malazgirt’e hangi yönde gittiği konusunda sessiz kalmıştır. Güzergah tam olarak bilinmese de muhtemel olan iki güzergah mevcuttur. İlki, Hoy’dan batıya doğru gidildiğinde Van Gölü’nün güney sahili dolaşılarak Bitlis Ahlat ve ardından Malazgirt’e ulaşmaktır. İkinci yolsa, ilk olarak Erciş’e, oradan da kuzeybatıda bulunan Patnos yakınından Malazgirt’e ulaşmakta. İkinci yolun daha güvenilir, kısa ve düz olması sebebiyle ikinci güzergahın takip edildiği pek çok tarihçi tarafından da kabul edilmektedir.

Savaşmak üzere yola düşmüş olan iki ordu da Bizanslılar Van Gölü’ne varmadan Malazgirt’te karşılaştılar. Bizans ordusu, Selçukluların 10 katı kadar büyüktü. Bu büyük farka rağmen savaşta Selçuklular öndeydi. Kuman Türkleri ve Peçenek Türkleri, Selçukluklar’ın savaştaki mahirliklerinin ve savaş taktiklerinin kendilerine benzediğini fark ettiler. Bu benzerliğin ardından savaştıklarının da Türk olduğunu öğrendiklerinde bunu kendileriyle aynı soydan gelen kardeşlerine yapamayacaklarına karar kılıp Selçukluların yanında saf tutmaya başladılar. Bu saf değiştirme Selçuklular’ın işini daha da kolaylaştırdı ve bu büyük mücadele bu şekilde kazanılmış oldu.

  • Site İçi Yorumlar

Aşağıdaki Boş Yeri Doldurun *Captcha loading...

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.