Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Osmanlı Devleti Ve Kuruluş Hikayesi
Osmanlı Devleti Nasıl Kuruldu?
Tarih boyunca var olduğu bilinen milletimizdeki her birey de bir araya gelerek pek çok devlet kurmuştur. Kimi zaman yıkıldıktan hemen sonra kimi zaman da yıkılmaya yakın varlığını aynı çatıda devam ettirebilmek için yeni devletler kurmuşlardır. Osmanlı İmparatorluğu da böyle çalkantılı bir dönemde kurulmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu’nun kökeni Oğuz Türklerinin, Bozok kolunun Kayı obasına dayanmaktadır. Moğol baskıları nedeniyle Orta Asya’dan göçen pek çok obanın içinde Kayı obası da vardır. Konar-göçer olan ve kıl çadırlarda yaşayan Kayı obası, önce Halep’e ardından Ahlat’a ve en sonunda da Söğüt-Domaniç’e göç etmiştir. Anadolu Selçuklu Devleti’ni girmiş olduğu gazalarda destekleyen Kayı obası, Sultan 2. Alaaddin Keykubat’ın hediyesi olarak Söğüt-Domaniç’e yerleşmiştir. Bu süreçte Kayı obasında bir fikir ayrılığı söz konusu olmuştur. Bunun sebebi Söğüt-Domaniç’in Bizans tekfuruna çok yakın olmasıdır. Ertuğrul Gazi’nin ağabeyleri Sungurtekin ve Gündoğdu Beyler, Ahlat’a dönerlerse daha az tehlikede olacaklarını savunmuştur.
Ertuğrul Gazi ve kardeşi Dündar Bey ise Söğüt-Domaniç’in oba için hem iyi bir yaylak ve kışlak olacağını hem de obadaki alplerin tekfurla mücadele edebilecek güçte olduğunu savunmuşlardır. Bu fikir ayrılığı üzerine oba ikiye bölünmüştür. Ertuğrul Gazi’ye inanlar Söğüt-Domaniç’e gelmiş, ağabeylerine inananlar ise Ahlat’a geri dönmüş ve tarih sahnesinden silinmişlerdir. Söğüt’e gelen Ertuğrul Bey, Hanlı Pazarı kılıç hakkıyla alarak hem toprak genişletmiş hem de obasına ticaret yapabileceği bir pazar sunmuştur.
Kimi zaman Bizanslılarla savaşıp varlığını korumaya çalışan Kayı obası kimi zaman da devam eden Moğol istilalarında Anadolu Selçuklu’ya destek olmuştur. Bu sebeple de Kayı obasının beyi Ertuğrul Gazi’ye uç beyliği unvanı verilmiştir. Yaşlanıncaya değin at üzerinde gaza için düşmanla savaşan ve mazlumun yanında duran Ertuğrul Bey’in başarılarına bu unvan da eklenince Kayı obası daha da güçlenmiştir. 1281 yılında Kayı beyi Ertuğrul Gazi’nin ölümü üzerine obada yeni bey seçimi yapılmış ve yapılan seçim sonunda Ertuğrul Gazi oğlu Osman Bey başa gelmiştir.
Oğuz aşiretinin başına geçen Osman Bey, Anadolu’nun en nüfuzlu ve en itibarlı tarikatlarından biri olan Ahilerin en mühim kişisi Şeyh Edebali’nin kızı Malhun Hatun (kimi kaynaklarda Rabia Bala Hatun olarak geçer) ile evlenerek Ahi desteğini arkasına almıştır. Ahilerin desteğiyle daha da güçlenen Osman Bey, Anadolu Selçuklu Devleti’nin giderek zayıflaması üzerine Anadolu’da kurulan pek çok beylik gibi kendi obasını da beylik ilan etmiştir. Kayı obasının yeni adı Osmanoğulları Beyliği olmuştur.
Güçlenen bu beylik fetih ve din için cihat politikalarıyla Bizans İmparatorluğuyla karşı karşıya gelmiştir. Bu karşılaşmalar sonucunda Osmanoğulları beyliği toprakları arasına; Bilecik, Yarhisar, Karacahisar ve İnegöl’ü de katmıştır ve beyliğinin merkezini Bilecik ilan etmiştir. Osman Bey, gaza hareketlerini düzenlerken, İlhanlı Hükümdarı Gazan Han, Sultan 3. Alaaddin Keykubat’ı tutsak edip İran’a götürmüştür. Bu yaşanan olay üzerine pek çok Selçuklu devletlisi ve bölgedeki Türkmen beyleri Osman Bey’in beyliğini Oğuz Han töresine göre hazırlanmış bir toyda diz çökerek kabul etmişlerdir.
Bu gelişmelerin ardından Osmanoğulları beyliği 1299 yılında artık bir devlet olmuştur. Bu devlete ise Osmanlı adını vermişlerdir. Başta Halil İnalcık olmak üzere bazı tarihçiler Osmanlı’nın kuruluş yılını 1302 yılında yapılan Koyunhisar Savaşı olarak kabul etseler de kaynakların büyük çoğunluğu 1299 yılını işaret etmektedir. Osman Bey, hükümdarlığın nişânesi olarak adına hutbe okutmuş ve bakır para bastırmıştır.
Yapılan gazalarda büyük yardımları dokunan beylere fethedilen yerlerin idaresinde görev vermiştir. Hem komutanı hem de ağabeyi olan Gündüz Bey’e Eskişehir’in, oğlu Orhan Bey’e Sultanönü’nün, Aykut Alp’e İnönü’nün, Hasan Alp’e Yarhisar’ın ve son olarak Turgut Alp’e de İnegöl’ün idaresini vermiştir.
Yorum Yaz