Sürü Psikolojisinde Ayrıştırma Nedenleri

Sürü Psikolojisi Nedir?

Her birliktelik içerisinde olduğu gibi, sürü içerisinde de ayrıştırma nedenleri ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenlerin en başında; temel değerler ile ters düşen, fikir ayrılıkları gelir. Fikir ayrılığının temel sebebi; sürü hiyerarşisini benimseyememek veya temelde oluşan değerler ile sonradan belirlenen hedef arasında, bağlantı kurmakta zorlanmak diyebiliriz.

zamanda sürü yönetiminin dâhilinde bir müddet sonra bu durumun çıkar çatışmasına dönmesi de, başlıca sebepler arasında gösterilebilmektedir. Günümüzde birçok topluluğun; devrimleşmeden ilk gün olduğu gibi kalması, pek mümkün görünmemektedir.

Zamanla gelişen ve değişen yaşam biçimi, toplulukları zoraki olarak değişime sürüklemektedir. İnsan yaşamına mukayese edildiğinde güncel olaylar neticesi olarak toplulukların, belli olaylar karşısında bir tepki mahiyetinde devrimleştiği görülmektedir. Basit bir şekilde örneklendirmek gerekirse; bir siyasi parti hareketinin aktif rol oynadığı dönem içerisinde gelişen olayların neticesi olarak, söz konusu partinin destekleyicilerinin (seçmen) partiye bakış açısının değişmesi ve farklı eğilimler sergilemesi yerinde bir örnek olacaktır.

Burada amaç; destekleyen olarak farklı bir tutum sergileyip görüş değişikliğinden ziyade, partiye karşı bir tepki göstermektir. Buradan çıkarılacak sonuç şudur; temelde yaratılan değerler ile ters düşüldüğü durumda, sürü içerisindeki beraberlik ve bütünlük kuralı bozulmalara neden olabilmektedir. Bunun akabinde sürü içerisindeki ayrışmanın temel kaynağı; temel değerleri savunanların ve devrimi savunanların çıkar çatışmaları olacaktır.

Çünkü sürü için vazgeçilmez olan yapı, düşünce istemeyen bizden değildir. ” algısı, sürünün çizgilerini belirleyici faktördür. Aynı şekilde bu durumu hayvan yaşantısına uyarladığımızda; avdan en çok pay istemenin veya sürü yönetimine karşı çıkan duruşların oluşmasının, sürüden dışlanmaya neden olabileceği görülmektedir. Beraberlik ilkesinin devamlılığı sağlanırken, uyum faktörünün göz ardı edilmemesi gerekmektedir.

Uyum sağlamak sadece ortak düşünce olarak değil, eylemler içinde geçerliliğini korumaktadır. Eğer topluluk yapısı ortak düşünce (insan yaşamı) değil de ortak eylem (hayvan yaşantısı) üzerine kurulu ise; uyum faktörünün sağlanması için, eylemlerin birlikte gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Aksi halde, sürünün beraberliği ve bütünlüğü tehlikeye girecektir.

Her toplulukta görülen ortak örneklerden biriside, yönetim şekline karşı duruşların oluşturduğu ayrıştırmalardır. Bu durum, sadece insan yaşamına mukayese edilmemelidir. Her topluluk içerisinde, elde edilen yönetimin bırakılmasına karşı bir olumsuz yaklaşım mevcuttur. Bu, sadece insan yaşantısındaki yönetimi bırakmama arzusu olarak yansımaz. Kimi zaman hayvan yaşantısında da, aynı durum geçerlidir.

Sürü liderliğinin (fikir önderi) bırakılması, topluluk içerisinde bir güç kaybı olarak anımsanabilmekte ve topluluk içerisinde bir varlık olarak bireysel önemin sorgulandığı dönemi başlatabilmektedir.