Uzayda İlerleyen Nesneler Ne Anlama Geliyor?

Sıradaki içerik:

Uzayda İlerleyen Nesneler Ne Anlama Geliyor?

Uzayda İlerleyen Nesneler Ne Anlama Geliyor?

avatar

nasilbe

  • e 0

    Mutlu

  • e 0

    Eğlenmiş

  • e 0

    Şaşırmış

  • e 0

    Kızgın

  • e 0

    Üzgün

İnsanoğlu olarak sürekli anlam veremediğimiz şeyleri veya teorilerimize uymayan şeyleri incelemekteyiz. İncelediğimiz bazı şeyler var olan kurallarımıza uymuyorlar. Bazı şeyler geliştirmiş olduğumuz hiçbir teoriye uymuyorlar ve biz bunlara yeni teoriler üretiyoruz.
Rate this post

Böylelikle kafamızda oluşan soru işaretlerini gidermeye çalışıyoruz. Aralık 1995’te Hubble teleskobu, keşif için uzayın boş bir yerine gönderiliyor.

 Kaydedilen görüntüler ilk başta normal gelse de, hepsi birleştirildiği zaman bilim insanları şunu fark ediyor; 2500 galaksi vardı ve bunların çoğunun sönük olduğu belli olmuyordu. Ve ilginç olarak, bu galaksiler hareket ediyordu, ışık hızında bizden uzaklaşıyor gibi görünüyorlardı. Fakat bir şeyin ışık hızından hızlı olması fizik kurallarına göre mümkün değildir. Fiziksel nesnelerin hatta bilginin bile ışıktan hızlı olması mümkün değildir. Fiziğe göre ışık hızı, maksimum hız sınırıdır.

         Doğada incelediğimiz her şey bu basit gerçeğe dayanmaktadır. Eğer bir şey, bu sabit hızı ihlal ederse fizik kuralları yıkılmış olur. Fakat bir şey, bir şekilde, yıllardır süregelen araştırmalarımın göstermiş olduğu evrenin temel kanunlarından birini ihlal etmekteydi. Bildiğimiz teorilerde, fizikte bir şeyin eksik olduğu ihtimaline açık olmak gerekse de bu teoriyi kabul etmek, Einstein’ın biraz yanıldığını kabul etmek demekti. Peki ya bilim insanlarının gördüğü nesneler galaksiler değilse? Ya onlar, uzayda yıldızlar arası ilerleyen nesnelerse? Eğer bir araç uzayı bükebilirse, milyarlarca yıl yerine saatler içinde kozmoslar arası seyahat edebilir. Bunu başarabilecek olan uzay aracı teknik olarak, önündeki uzayı küçültür ve arkasındaki uzayı büyültür.

     Yani bir uzay aracı hedefindeki yıldıza doğru bir dalgada, ışıktan daha hızlı gidiyormuş gibi görünür. Böyle bir bükme aracının ortaya çıkardığı görüntü, ışık hızından daha hızlı gidiyormuş gibi görünen bir galaksinin izine çok benzer. Her ne kadar elde edilen veriler akıllara bu şeylerin bükme aracı olma ihtimalini getirse de, bu bükme teknolojisine sahip olacak aracı yapmak için insanoğlu olarak yeterli teknolojiye sahip değiliz. Bu da akıllara, acaba bu teknolojiye sahip başka medeniyetler olabilir mi sorusunu getiriyor. Fakat bazı bilim adamları, bükülme aracı fikrini saçma bularak kabul etmemektedirler. Eğer bunlar gerçekten galaksilerse, bu galaksilerin olağanüstü hızları, bükülme teknolojisinden bile daha ilginç bir şey olabilir; uzay bükülüyor.

          Einstein’in Genel Görelelik Teorisi’ne göre uzay, bir kumaş gibi esnektir. Ona göre uzay, bükülür veya sıkışabilir. Ve yine Einstein’e göre hareketli bir nesneden gözlemlenen her şey normaldeki hızından daha hızlı hareket ediyormuş gibi görülür. Bu teoriyi trene bindiğimiz zaman istasyona geldiğimizde ve trenden baktığımız zaman, tren yerine istasyonun hareket ettiğini görmemiz şeklinde açıklayabiliriz. Ayrıca uzayın bükülme teorisine göre tren açıklamasına bakacak olursak bu; trenler birbirinden uzaklaşırken aynı zamanda üzerinde kaldıkları rayın aralarında kalan kısmın esnediğini söylememiz gerekir.

      Noktaların aslında hiçbir mesafe gitmeden birbirinden uzaklaşması gibidir. Yani bu mesafe yüksek hızlı artıyormuş gibi görünür ve uzayda zamanın ne kadar esneyebileceğine dair hiçbir sınır bulunmamaktadır.  Eğer bütün bu teoriler doğru ise, bu galaksiler sadece aralarındaki mesafe uzadığı için fizik kurallarını ihlal ediyormuş gibi gözükmektedirler fakat bu teori bazı galaksilerin inanılmaz hızlarını kısmen açıklayabilmektedir.

     Halen tam olarak açıklanmamış olan bu konu bilim insanları tarafından araştırılmaktadır. Anlam veremediğimiz, kullandığımız teknoloji ile açıklayamayacağımız konuları açıklayabilmek için her ne kadar uzayda bizden başka medeniyetlerin olduğu fikrini atmak istesek de bazı soru işaretlerimizin tek açıklaması başka medeniyetlerin varlığı olmayabilir. Uzun yıllar boyu yaptığımız çalışmalar ve ürettiğimiz teoriler ile açıklayamadığımız bu soru işaretleri, gizemli birer sır olarak kalır. Ve belki de ileride yapılacak olan çalışmaların konusu olur. Fakat bütün bu çabamız belki de, insanoğlu olarak, sonsuz uzay boşluğunda yapayalnız olmadığımızı düşünmek istediğimizden ileri gelir. Yalnız olma fikri korkutucudur. Belki de bilim, insanın yalnız olmadığını düşünme çabasından ileri gelmiştir…

  • Site İçi Yorumlar

Aşağıdaki Boş Yeri Doldurun *Captcha loading...

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.