Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Z Kuşağı Neden Gelecekten Kaygı Duyuyor?
Herkesin Dilindeki Z Kuşağı Nedir?
Z kuşağı; Y kuşağı ve Alfa kuşağı arasında kalan 1997-2012 yılları arasında doğan kitledir. Farklı düşüncelere önem veren, sorgulayıcı, internet üzerinden sosyalleşen, anti otoriter gibi kişisel özelliklere sahiptir. Haksızlık karşısında baş kaldıran bu kitle belki de bu zamana kadarki kuşakların en iyisidir. LGBT’ ye saygı duyan, şiddetin her türlüsüne karşı olan ve her zaman adaleti önemseyen bu kuşağın her türlü bilgi elinin altında olduğu için çabuk sıkılganlardır.
Yaşı büyük olan bazı vatandaşlarımızın aklından “Ne dertleri var ki?” sorusu geçiyor. Fakat bilmiyorlar ki eğitim sistemi, covid-19 ve aile baskısı çoğu gencin derdi. Eğitim sisteminden başlayacak olursak, özellikle uzaktan eğitim öğrencileri çok fazla zorluyor. Köyde yaşayan insanla şehrin merkezinde yaşayanın imkanları bir olmuyor. Bu da uzaktan eğitime katılımın azalmasına neden oluyor. Covid-19 ise gençlerin psikolojik anlamda yıpranmasına yol açıyor. Aileler ise sürekli memnuniyetsizlik içinde. ‘Çocuğum memur olsun, doktor olsun ya da mühendis olsun’ zihniyetinden ileriye gidemeyen aileler var. Bu aileler ise zihinlerindeki düşünceleri çocukları üzerinde uygulamaya çalışıyorlar. Öğrenci ise bunalıyor, sıkılıyor, derslerden uzaklaşıyor, psikolojisi bozuluyor ve bu durum intihara kadar gidiyor. Sınav stresi ise öğrenciyi daha da bunaltarak kişinin zihinsel bozukluğuna yol açıyor.
Sorunlarına nasıl çözüm bulduğuna gelirsek genelde konuşarak veya sosyal medya üzerinden bir şeyler yapmaya çabaladıklarını söyleyebiliriz. Konuşma kısmından başlayalım. Karşılarında kim olursa olsun asla haklarını aramaktan geri kalmıyorlar. Her yolu deniyorlar. Sosyal medya muhabbeti ise, özellikle Twitter ve İnstagram üzerinden hashtag veya oylama yollarıyla seslerini duyurma çabalarıdır. Aslında sosyal medya konusunda güçlü olduklarını söyleyebiliriz çünkü artık Twitter ve İnstagram’ da genç kullanıcı daha fazla. Bu sebeple sosyal medya üzerinden seslerini ve davalarını daha kolay duyurabildiklerini düşünüyoruz. 2023’te de oy kullanacak insanların çoğunluğunu z kuşağı oluşturduğu için ülke yönetimini ele geçirmeye başladıklarını söyleyebiliriz.
Bu yazı ilginizi çekebilir.
Z kuşağı teknolojiyi hangi yönde iyi kullanacağını çok iyi biliyor. Özellikle şiddetin arttığı bu dönemde teknoloji anlamında destek verenlerin çoğu z kuşağıdır. Özellikle bir dava uğruna Twitter’ da hashtag başlatarak milyonlarca twit atılıyor. Bu da onların daha çok ön planda olmasını sağlıyor. O konu hakkında farklı düşünen olsa bile o kadar ikna edici konuşma yapıyorlar ki fikirleri değişiyor. Bu sebeple sosyal medyanın düşünceleri ve hareketleri çok fazla etkilediğini söyleyebiliriz.
Aldıkları eğitim tabii ki de yeterli değil. Özellikle korona döneminde bu seviye daha da düştü. Uzaktan eğitime katılımın zor olması, aile içi baskılar, sınav stresi, korku ve kaygılar öğrencilerin zihinlerini çok yoruyor. Öğrenci bir süre sonra ‘Acaba ailem beni sevmiyor mu?’ diye düşünüyor. Aile baskısının fazla olması sonucu genç bunalıyor ve ruh sağlığı olumsuz bir duruma sürükleniyor. Zaten bu dönemde bir şeyler öğrenmek öğrenci için zor bir durum, siz aileler de çocuğunuza daha fazla stres yükleyince bu eğitim hayatını olumsuz etkiliyor.
Eğitim sistemlerinin kesinlikle olmadığını düşünüyorlar. Sürekli vaka sayısı yüzünden okullar bir yüz yüze bir uzaktan eğitime geçiyor. Bir yandan da sınavlar var. Özellikle liseler birinci sınavların iptali için büyük uğraşlar vermişti. Twitter’ da hashtag başlatarak milyonlarca twit attılar. Fakat yine de sınavları oldular. Bazı insanlar sadece tembellik ettikleri için sınavların iptalini istediklerini düşünse de z kuşağı ailelerini düşünüyor. Evlerinde kronik hastası olan öğrenciler sınav sonrası ailelerine korona bulaştırabileceklerini düşünüyorlar. Bu yönden düşünürsek kesinlikle haklılar. Fakat iptal yerine erteleme yapılması öğrencilerin isyanına yol açıyor. Daha birkaç hafta önce 9, 10 ve 11. Sınıfların sınavları mayıs ayına ertelendi. Kısacası bu erteleme ve iptaller öğrencileri yoruyor ve psikolojik anlamda kötü hissediyorlar. 8 ve 12. sınıfların gireceği sınavlar ise ayrı bir problem. Konu fazlalığı ve soruların zorlukları öğrencilerin gözlerini korkutuyor. Bu sebeple z kuşağı ülkede eğitim sisteminin bozuk olduğuna inanıyor ki haklı oldukları konuların çok fazla olduğunu düşünüyoruz.
Z kuşağı denildiğinde akla ilk başta ergen, şımarık, doğruları düşünemeyen bir kitle gelse de tamamen ters kişiliklere sahipler. Özellikle aile baskısı, şu anki eğitim sistemi bozukluğu ve sınav stresleri onları olduğundan daha da olgun yapıyor. Eğitim sisteminin bozuk olması da ileride iş bulamayacaklarını düşünmelerine neden oluyor. Ekonomik sıkıntıları olan ailelerin çocuklarının en büyük sorunlarından birisi de yetersiz eğitim yüzüne ileride işsiz kalmak. Bu da gelecek kaygısına yol açıyor. Ayrıca bazı kız öğrencilerinin aileleri eğer not ortalamaları düşük gelirse ya da puanı yüksek bir üniversiteyi kazanmazsa kızı okuldan alabilmekle hatta evlendirmekle tehdit ediyor. Böyle bir tehdit ise ayrı bir stresi beraberinde getiriyor. Öğrencilerde yetersizlik duygusu ön plana çıkarken ailelerin de bu duyguyu körüklemesi intihara kadar gidiyor.
Size bir örnek üzerinden anlatırsam olayın ciddiyetini anlayabilirsiniz. Ayşe adında bir öğrencimiz olsun. Lise 10. Sınıfa gidiyor. Ayşe köyde yaşıyor ve imkanları kısıtlı. Zor çeken bir internetle canlı derslere bağlanmaya çalışıyor. Elinde ek kaynak olmaması onu yarışta 1-0 geride bırakıyor. Fakat Ayşe pes etmeyen bir öğrenci. İmkanlarını zorlayarak sınavlarına hazırlanıyor. Bir gün babası yanına çağırıyor üniversite kazanmazsan seni okuldan alırım ve evlendiririm.” diyor. Bu şekilde çocuklarınızı tehdit ederek onların çalışma azmini arttırmış olmuyorsunuz sevgili ebeveynler. Aksine çocuğunuza derslerine çalışırsan kültürlü bir insan olursun ve kültürlü insanlar bu hayatta çok değer görürler.” gibi cümleler kullanırsa çocuğun çalışma azmi artacak ve hayatta daha başarılı olacaktır.
Yorum Yaz