İş Bağımlılığı Sağlığımızı Bozar Mı?

İş Bağımlılığı Sağlığımıza Nasıl Zararlı Olabilir.

Yine de işe yönelik bu tutum, işkolikliğin (iş bağımlılığı olarak da bilinir) sanayileşmiş dünyada büyüyen bir sorun olduğunu gösteren araştırmalarla bize yardımcı olduğundan daha fazla zarar veriyor. Son zamanlarda yapılan bir araştırmanın bulgularına göre, iş bağımlılığı ruh sağlığı ile bağlantılıdır.

İş bağımlılığı, işe obsesif ve kompulsif bir ilgi ile karakterize bir durumdur. İnsanlar genellikle gerek işyerinde gerekse finansal ihtiyaç nedeniyle gerekenden daha fazla çalışırlar. Diğer özellikler arasında iş yerindeki performansları, katı düşünme ve genellikle başkalarına yansıtılan mükemmeliyetçilikle yer alır.

İş bağımlılığı olan insanlar, bunun kişisel sağlıkları, refahları ve ilişkileri üzerindeki zararlı etkilerine rağmen aşırı çalışmaya itiliyor. İş bağımlılığı geliştirme riski taşıyan kişiler genellikle düşük özgüvene sahiptir, işteki performansları hakkında şüphe duyarlar veya obsesif kompulsif kişilik özelliklerine sahiptirler.

Çok sayıda çalışma, iş bağımlılığının ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkisini göstermiştir. Ancak işçiler üzerine yakın zamanda yapılan bir araştırma, iş bağımlılığının zihinsel ve fiziksel sağlık üzerindeki etkisini daha iyi anlamak için neden olduğunu araştırıldı.

Araştırmacılar, dört farklı anketi yanıtlamaları istenen bir dizi farklı meslekten ve demografiden toplam 187 işçiye anket yaptılar. Yüksek iş taleplerinin ve yüksek baskı rollerinde çalışan kişilerin örneğin daha büyük sorumluluklara sahip yöneticiler iş bağımlılığı riskine katkıda bulunan en önemli faktörler olduğunu buldular.

Buna gerekenden daha uzun saatler çalışmanın ve işe takıntılı bir yaklaşımın eşlik ettiği durumlarda, iş bağımlılığı geliştirme riski daha da büyüktü. Kadınların iş bağımlılığı geliştirmeye erkeklerden daha yatkın olduğu da gösterilmiştir. Kadınların neden iş bağımlılığı geliştirme olasılığının daha yüksek olduğu tam olarak açık olmasa da, diğer araştırmalarda da benzer bulgular elde edildi.

Depresyonu olan işçilerin, ruh sağlığı sorunu olmayanlara kıyasla iş bağımlılığı geliştirme olasılığı iki kat daha fazlaydı. Kötü uyku kalitesi, yüksek stres seviyeleri ve düşük genel refah seviyeleri de yüksek risk faktörleri olarak tanımlandı.

Bu çalışmanın örneklem büyüklüğü küçük olmasına rağmen, önceki araştırmalar iş bağımlılığının depresyon, stres, uyku bozuklukları ve düşük ruh sağlığı ile ilişkili olduğunu da göstermiştir. Tükenmişlik ve bitkinlik de rapor edildi.

Akıl sağlığı : İş performansının bir başarı ölçütü olduğu sanayileşmiş ülkelerde iş bağımlılığı daha yaygındır. Bu, işle ilgili neoliberal fikirlerin iş bağımlılığı riskini artırmada etkili olduğunu göstermektedir. Bu fikirler, ekonomik büyümeyi teşvik etmek için işyerinde yoğunlaştırılmış iş yükleri ve performans üzerinde baskı oluşturur. Ayrıca bir kişinin işyerindeki sorumluluklarını artırmaya da odaklanırlar.

İş bağımlılığının zararları göz önüne alındığında, hem işyerlerinde hem de toplumda köklü değişiklikler gerekli olacaktır. Daha önce toplumun işi performans ve büyümenin önemli bir aracı olarak görmeyi bırakmasını ve bunun yerine hem bireysel hem de toplu olarak işçinin sağlığı ve refahına daha fazla değer ve önem vermesini gerektirecektir.

Destek ve değişim aslında işyerinin kendisinde olabilir, bu nedenle işverenlerin iş taleplerini olumlu bir şekilde tanıması ve ele alması önemlidir. Örneğin, artan iş güvenliği ve geliştirme fırsatlarının iş bağımlılığı riskini azalttığını bulmuştur.

Diğer çalışmalar, iş-yaşam dengesi müdahalelerinin riski veya iş bağımlılığını azaltabileceğini öne sürdü. Örneğin, işyerleri çalışanlara aileleriyle daha fazla zaman geçirme şansı vermek için çalışma saatlerini aktif olarak kısaltıyorsa, bu aslında daha iyi iş performansı ile sonuçlanabilir. Ayrıca, çalışanlar aile zamanına daha anlamlı bir şekilde katılabildiğinden, daha az çalışma saati işçiler için aile içi çatışmayı da azaltabilir.

İş-yaşam dengesini teşvik etmenin, işçiler için hem fiziksel hem de psikolojik sağlığı ve kişisel dayanıklılığı artırdığı da gösterilmiştir. İş ve kişisel yaşamda kullanılan zaman ve enerjiyi dengelemek, insanların kendilerini daha iyi hissetmelerine yardımcı olur ardından hem zihinsel hem de fiziksel sağlığı iyileştirir.

Tüm bunlar, işyerlerinin iş-yaşam dengesi girişimleri geliştirmesi, kariyer gelişimi için fırsatlar sunması ve iş bağımlılığının ortaya çıkmasını önlemek için iş güvenliğini artırması gerektiğini göstermektedir. Bu değişiklikler, performansı artırırken stresi ve devamsızlığı da azaltabilir.

Ancak tüm işyerleri bu tür stratejilere sahip değildir ve kültürümüzün performans ve ekonomik büyümeye odaklanması nedeniyle bunları uygulamak zor olabilir. İş bağımlılığınız olduğundan veya geliştirmekte olduğunuzdan endişeleniyorsanız, mümkünse sorunu şimdi ele alın.

Mümkünse yöneticiler ve meslektaşlarla konuşarak iş yerinde destek isteyin, performans geri bildirimi isteyin ve hatta çalışma saatlerinizi azaltmak için çalışabileceğiniz bir yol olup olmadığını görün. Akıl sağlığı ve esenlik hizmetleriyle konuşmak da yardımcı olabilir. İş yerinizde desteğiniz yoksa, arkadaşlarınız ve ailenizle konuşmayı deneyin ve zamanınızı yeniden odaklamak için onlardan yardım isteyin örneğin size işten ara vermenizi hatırlatmaları gibi.

Elbette, daha iyi bir iş-yaşam dengesi yardımcı olacaktır, ancak günlük kalıpları ayarlamayı ve nasıl düşündüğünüzü ve hissettiğinizi değiştirmeyi gerektirdiğinden bunu yapmak çok zor olabilir. Ancak, işi diğer etkinliklerle dengeleyebilirseniz örneğin ailenizi ve arkadaşlarınızı görmek, hobilerden zevk almak gibi zihinsel sağlığınız ve refahınız iyileşecektir.